Tayvan’da bağımsızlık yanlıları kazandı

Çin baskısı altındaki Tayvan’da cumartesi günü yapılan seçimleri Demokratik İlerleme Partisi’nin (DPP) adayı William Lai Ching-te kazandı.

Pekin tarafından “baş belası” ve “tehlikeli ayrılıkçı” gibi nitelemelerin konusu olan 64 yaşındaki Lai, başkanlık döneminin kendinden önce 8 yıl ülkeyi yöneten Tsai Ing-Wen’in iktidarının bir devamı olacağını vadetmişti.

Lai cumartesi günü yaptığı konuşmadaysa, “Bağımsızlık ilan etmeye gerek yok. Zira Tayvan zaten bağımsız, egemen bir devlet. İsmi de Çin Cumhuriyeti/Tayvan” ifadelerini kullandı.

Lai’nin başkanlık dönemine Çin‘le ilişkileri nasıl yöneteceği ve Pekin’in buna göstereceği reaksiyonun damga vurması bekleniyor.

Şi Cinping liderliğindeki Pekin yönetimi, Tayvan’ı kaybedilmiş bir kutsal toprak olarak görüyor ve adayı yeniden anakarayla birleştirmeyi hedefliyor.

Çin lideri seçimlerden birkaç hafta önce yaptığı açıklamada da, birleşmeyi “tarihsel olarak kaçınılmaz” diye nitelemişti.

Pekin, seçim sürecinde Tayvanlılara defalarca kez DPP’ye oy vermemeleri çağrısı yapsa da farklı bir kimlikle farklı bir devletin varlığını savunan parti üst üste üçüncü kez seçimleri kazanmayı başardı.

Kaliforniya Üniversitesi’nde Çin üzerine çalışmalar yürüten Susan Shirk, New York Times’a yaptığı açıklamada, “Daha katı, daha sert yaklaşım işe yaramadı” diye konuştu.

Çinli yetkililer seçim sürecinde, Lai’yi inatçı bir kötü adam olarak resmetmiş ve Tayvanlı siyasetçiyi “tehlikeli bir savaşın muhtemel yaratıcısı” olarak tanımlamıştı.

Lai, Çin’le ilişkilerde dengeli bir yaklaşım izleyeceğini ve buna bazı konularda Pekin’le işbirliğinin de dahil olduğunu söylese de, Çin yönetiminin Tayvan’la ilgili fikrini değiştirme ihtimali düşük.

Pekin Union Universitesi’nde Tayvan üzerine çalışan Zhu Songling, “Lai Ching-te, fevri ve siyasi olarak taraflı bir figür. Bu nedenle onun döneminde tahmin edilemez gelişmelerin yaşanma ihtimalini gözardı edemeyiz. Korkarım ki, bu çok tehlikeli” ifadelerini kullandı.

Yeni dalganın temsilcisi

Lai, DPP sıralarında “yeni dalga” olarak bilinen Tayvan’ın resmen bağımsızlığını ilan etmesini savunan bir grubun içinden geliyor.

Bu nedenle hem Lai, hem de yardımcısı Hsiao Bi-khim, Pekin tarafından güven duyulmayan ve sevilmeyen figürler. İki ismin de Çin ve Hong Kong’a ziyaretleri daha önce yasaklanmıştı.

Pekin yönetiminin yeni Tayvan lideriyle herhangi bir diyaloğu kabul etmesi beklenmiyor.

2016’da dönemin Tayvan lideri Tsai’nin adanın Çin’e bağlı olduğunu kabul etmemesi nedeniyle, iki taraf arasındaki tüm resmi iletişim kanalları askıya alınmıştı.

Seçim sonuçları Tayvan Boğazı’ndaki bu gerilimin devamı anlamına geliyor.

Neredeyse her gün Çin gemi ve uçaklarının Tayvan sınırlarını ihlal ettiği bölgede, Pekin’in büyük bir askeri tatbikatla, yeni bir güç gösterisine girişme ihtimali bulunuyor.

Çin’in ayrıca Tayvan’ı tanıyan birkaç devleti ikna ederek ve Tayvan şirketlerine yeni yaptırımlar uygulayarak ekonomik ve diplomatik baskıyı artıracağı da tahmin ediliyor.

Lai ise Tayvan ordusuna daha çok bütçe ayrılacağı ve ABD, Japonya ve Avrupa’yla ilişkilerin geliştirileceği yönünde sözler vermişti.

Kaynak: İNDEPENDET

Twitter
Visit Us
Follow Me
Instagram
E-posta
RSS

Benzer Haberler

Daha fazla haber oku